Birinci kısımda, açıklamaları hevesli amatörler için yazdığımı anlatmıştım. Şimdi kendimize uygun takımları sağladık ve balık peşine düşeceğiz. Elbette asıl balık avlama işi bu spora gönül vermekle olur, dolu dolu vakit ayırmakla olur, dünya kadar yakıt yakıp bıkmadan çeşitli meralar taramak ve gözlemlemekle olur. Fakat bu çok uzun yıllar alır doğrusu. Herkes gibi dalacağınız yerleri kendiniz bulmalısınız, adettendir kimse kolay kolay size yer söylemez. Bana da söylemediler. İlk başlarda buna şaşırır hatta bozulurdum ama yıllar geçtikçe nedenini anladım. Bu sporda emeklerin en büyüğü mera keşfetmektir ve insan bu zahmetli sürecin ardından bulduğu yerleri ortaya dökmek istemez. Bu konuda anlayışlı olmalısınız.
Peki takımlarımız tam, nerede dalacağız?
Heves edip zıpkın alanlar ikiye ayrılır. İlki ailesiyle yazlığa veya çadıra gidip oralarda bi dalıp çıkanlar. İkincisi arada bir kafasına göre bir yerlere gidip dalan, balık vurmaya çalışan kişiler. Nasıl bir tarzınız olursa olsun 1.kural sabah erken suya girmektir. Mümkünse gökyüzü morarırken giyinip, ilk ışıklarla suya girmek en makbulüdür. Elbette bu çok zor bir eylem. Ama unutmayın bu zaten bir spor. Sadece dalıp yüzdüğünüz kısım disiplin istemez, olayın tamamı disiplin gerektirir. İcab ettiğinde gece yarısı uyanıp, yollara düşeceksiniz. Dur biraz daha uyuyayım diye bir şey yok. Elbette öğlen de tek tük balık avlanabilir ama asıl balık hareketliliği sabahın köründe olur. Güneş yükseldikçe dizgi dolar... Akşam suyu dedikleri zamanda da av olur ama sabah suyu kıyas kabul etmez.
Ülkemizin tabiat durumu malum, normalde balık kaynaması gereken kıyılarımız hep bomboş. Bu sebeple balık görmemiz çok zor. İnanın Yunanistan veya İtalya gibi ülkelerin kıyılarında olsaydık, bu yazıların hiç birine gerek yoktu. En acemiler bile zıpkınla dalıp, üç beş tavalık balık vurup çıkabilirdi. Fakat biz buradayız ve zaten az sayıda olan balıkları önce görebilmek safhasındayız. Daha vurmak kısmına çok var. Balık görebilmenin temel kuralı, çok çok yavaş yumuşak hareket etmektir. Çok çok sessiz olmaktır. Suya girerken asla kayadan atlamayın, dizlere gelen su hizasından usulca uzanarak başlayın. Yanınızda birisi varsa sessiz konuşun, bağırmayın, sesli gülmeyin. Kıyılardaki iri kayalardan birinin arkasına saklanıp 5-10 dk. su altını izleyin. Bu anlarda çok sayıda balık gördüm, çok sayıda balık vurdum. İlerleyişe geçtiğinizde sessizliği sakinliği muhafaza edin. Acele etmek yok, balık vurmanın büyük bir alanı dolaşıp gelmeyle alakası yok. O gün şanslı gündeyseniz, eğer o gün o civarda balık varsa, belki de o kıyıdan hiç uzaklaşmadan dizgi dolacaktır. Bazen de aynı yerde bir tane işe yarar balık görmeden çıkabilirsiniz, olabilir. AGAŞON denilen işi biraz olsun yapabildiğinizi var sayıyorum. Bunun ne olduğu nasıl yapıldığı internetin her yerinde zaten mevcut.
İşte kıyıdan göz kararı azcık uzaklaşıp, aşağıda beğendiğiniz noktalara dalıp bekleyebilirsiniz. En ufak bir hareket etmeden beklemelesiniz. Eğer oralarda bir balık varsa o gelip önünüzden geçer zaten hiç merak etmeyin. Çok nadiren arkanızdan, atış yapamayacağınız açılardan geldiği de olur. Biz agaşon sırasında hiç hareket etmemeliyiz çünkü birkaç mt. derinlikte dalıyoruz. Balık gibi ürkek bir hayvan için, hem çok sığdayız hem de tehditkar ne olduğu belirsiz kocaman bir kütleyiz. Oysa internetteki vidyolarda hep görürsünüz, dalgıç dipte beklerken koca zıpkını ve kendi bedenini paldır küldür sağa sola çevirip durur. Ama vidyoları iyi izleyin bakın adam ne kadar derine inmiş. 15mt. ve sonrası balıkların kendi mahalleleridir, orada cesur ve atılgan davranmaları gayet normal. İşte siz bu şekilde dalacaksınız, 2-3-4 mt gibi derinliklerde, taş arkalarına saklanarak ilerleyip 5-10 dk.da bir agaşon yaparak. Sakın bunu küçümsemeyin, bu yöntemi uygularken ne balıklar vurdum ben. Halen bile yanımda badim yokken hep bunu yaparım. Şu anlattığım, özellikle levrek için birebir yöntemdir. Hele de bir levrek sürüsüne denk gelirseniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder